top of page

Resveratrolün Adipozite Üzerine Etkileri

Autorenbild: dytderyakusdemirdytderyakusdemir

Resveratrol, Langcake ve Pryce tarafından ilk defa 1976 yılında asma yaprağında (Vitis vinifera) keşfedilmiştir. Bazı bitkilerde strese yanıt olarak üretilmektedir. Resveratrol, bitkiyi infeksiyonlardan ve ultraviyole ışınların verebileceği zararlı etkilerden koruyan, fitoaleksin olarak adlandırılan savunma molekülü sınıfındandır.


Yaşlanmayı yavaşlatıcı özelliği kanıtlanan ilk molekül olan resveratrolün bazı kanser türlerine, iskemiye, infeksiyonlara, kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu olduğu, platelet agregasyonunu baskıladığı, vazodilatör, antioksidan, antiinflamatuvar, antiviral özellik gösterdiği ifade edilmektedir.


Çoğunlukla kemirgenler üzerinde yapılan in vivo çalışmalarda, resveratrolün yağ depolanmasını baskılayarak, lipolitik ve oksidatif yolakları uyararak vücut yağını azalttığı saptanmıştır. Farklı düzeylerde resveratrolün kullanıldığı çalışmalarda, özellikle yüksek düzeylerde bu etkinin görüldüğü saptanmıştır.



Resveratrolün Doğal Kaynakları

Günümüze kadar 72 bitki türünde resveratrolün varlığı saptanmıştır. Bitkilerin tohum zarı ve kabuk kısmı, embriyo ve iç kısma kıyasla daha fazla miktarda resveratrol içermektedir.


Üzüm ve şarap, resveratrolün en önemli besin kaynaklarıdır.

Üzümdeki resveratrol miktarı iklim koşullarına, mantar infeksiyonuna ve ultraviyole ışınlarına maruziyete, şaraptaki resveratrol miktarı ise şarap yapım tekniklerine bağlı olarak değişebilmektedir.


Resveratrolün koruyucu etkilerinden yararlanabilmek için üzüm, çilek, yaban mersini, yer fıstığı ve kakao gibi resveratrol içeren besinlere diyette yer verilmelidir.



Resveratrolün Güvenilir Alım Dozu

Az miktarda resveratrol hızlı bir şekilde metabolize edilirken, belirli bir dozun üzerinde alındığı zaman kalp, karaciğer ve böbrek gibi organlarda birikebilmektedir.

Resveratrolün toksisitesi ve güvenilir alım dozu ile ilgili yeterli bilgi mevcut değildir.

İnsanlarda tek seferde 5 g’a kadar alınan resveratrol iyi şekilde tolere edilmiştir. Fazlalığında yaygın olarak gözlenen yan etkiler mide bulantısı ve baş ağrısı iken daha yüksek dozlarda diyare de gözlenmiştir.


Porte ve arkadaşlarının (20) yetişkin bireylerde yürüttüğü bir çalışmada, bir hafta boyunca her gün 2 g resveratrolün verilmesinden sonra 8 kişinin altısında diyare gözlenmiştir.

Ayrıca katılımcıların serum bilirubin ve potasyum düzeyleri önemli ölçüde artmıştır.


Boocock ve arkadaşlarının çalışmasında ise 40 sağlıklı bireye 0.5, 1.0, 2.5, 5.0 g resveratrol verilmiştir. Katılımcıların %57.5’inde minimal düzeyde yan etkiler görülürken iki bireyde bilirubin ve alanin aminotransferaz düzeyleri artmış ve araştırmacılar bu durumun resveratrolden kaynaklanabileceğini

Boocock ve arkadaşlarının çalışmasında ise 40 sağlıklı bireye 0.5, 1.0, 2.5, 5.0 g resveratrol verilmiştir. Katılımcıların %57.5’inde minimal düzeyde yan etkiler görülürken iki bireyde bilirubin ve alanin aminotransferaz düzeyleri artmış ve araştırmacılar bu durumun resveratrolden kaynaklanabileceğini düşünmüşlerdir.


Besin yoluyla alınan resveratrolün biyoyararlılığı ve adipozite üzerine etkilerine ilişkin daha fazla insan çalışmalarına gereksinme vardır.

 
 
 

Comments


© 2023 by Your Name. Proudly created with Wix.com

bottom of page